«مَنْ نَسِيَ وَهُوَ صَائِمٌ فأَكل أو شَرِب، فَلْيُتِمَّ صَوْمَهُ، فَإِنَّمَا أَطْعَمَهُ الله وَسَقَاهُ
Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.»
[Sahih Hadis] – [Muttefekun Aleyh]
من صَام رمضان إيِمَانًا واحْتِسَابًا، غُفِر له ما تَقدَّم من ذَنْبِه Kim iman ederek ve mükâfatını da (Allah’tan) bekleyerek Ramazan ayında oruç tutarsa, o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.»
[Sahih Hadis] – [Muttefekun Aleyh]
Taha Suresi 25-28 Hz Musa’nın Duası Arapça Türkçe
قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ
رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ
وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ
وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ
يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ
Taha Suresi 114. Ayet Koyu Yazılı Yer
رَبِّي زِدْنِي عِلْمًا و فَهْمًا وَالْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ
عن أبي هريرة رضي الله عنه مرفوعاً: «من كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليقل خيرًا أو ليصْمُت،
Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya hayır söz söylesin veya sussun!
ومن كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليُكْرِم جارَه، ومن كان يؤمن بالله واليوم الآخر فليكرم ضَيْفَه»
- “Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin.
- Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin.
- ” (Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, 85, Rikâk 23; Müslim, Îmân 74, 75, 77. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Kıyâmet 50; İbni Mâce, Edeb 4)
اَلدَّالُّ عَلىَ الْخَيْرِ كَفَاعِلِهِ
Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.
Kim Bir Çığır Açarsa Hadisi Şerifi
مَنْ سَنَّ فِي الإِسلاَم سُنَّةً حَسَنَةً فَلَهُ أَجْرُهَا، وَأَجْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا بَعْدَهُ، مِنْ غَيرِ أَنْ يَنْقُصَ مِن أُجُورِهِم شَيءٌ، وَمَنْ سَنَّ فِي الإِسلاَم سُنَّةً سَيِّئَةً كَانَ عَلَيه وِزْرُهَا، وَوِزرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ بعدِه، من غير أن ينقُص مِن أَوزَارِهَم شيء
Kim, İslâm’da iyi bir çığır açarsa, o kimseye bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey eksilmez. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayırılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey eksilmez.
الرَّجُلُ عَلَى دِينِ خَلِيلِهِ، فَلْيَنْظُر أَحَدُكُم مَنْ يُخَالِل
«Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.»
إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
Müminler ancak kardeştirler, öyleyse iki kardeşinizin arasını düzeltin, Allah’a itaatsizlikten sakının ki rahmetine mazhar olasınız.
الرابع: عن أبي هُريرةَ رضي اللَّهُ عنه قال: جاءَ رجلٌ إلى النبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم، فقال: يا رسولَ اللَّهِ، أيُّ الصَّدقةِ أعْظمُ أجْراً ؟ قال:
«أنْ تَصَدَّقَ وأنْت صحيحٌ شَحيحٌ تَخْشى الْفقرَ، وتأْمُلُ
الْغنى، ولا تُمْهِلْ حتَّى إذا بلَغتِ الْحلُقُومَ. قُلت: لفُلانٍ كذا
ولفلانٍ كَذَا، وقَدْ كان لفُلان »
متفقٌ عليه .
« الْحلْقُوم » : مجرى النَّفسِ . و « الْمريءُ » : مجرى الطَّعامِ والشَّرابِ .
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve şöyle dedi:
– Ey Allah’ın elçisi! Hangi sadakanın sevabı daha büyüktür?
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de şöyle buyurdu:
– “Güçlü-kuvvetliyken, sıhhatin yerindeyken, cimriliğin üzerinde, fakir düşmekten endişe etmekteyken, daha büyük zengin olmayı düşlerken verdiğin sadakanın sevabı daha büyüktür. (Bu işi) can boğaza gelip de “falana şu kadar”, “filana bu kadar” demeye bırakma. Zaten o mal vârislerden şunun veya bunun olmuştur.”
Buhârî, Zekât 11, Vasâyâ 17; Müslim, Zekât 92
«للهِ تسعةٌ وتسعون اسمًا، مائةً إلَّا واحدًا، لا
يحفظُها أحدٌ إلَّا دخل الجنةَ، وهو وِترٌ يحبُّ الوِتر».
[صحيح] – [متفق عليه]
“Allah`ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) Cennete girer.”Allah tektir tek olanı sever.”
[Sahih Hadis] – [Muttefekun Aleyh]
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَرْفَعُٓوا اَصْوَاتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ
النَّبِيِّ وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ اَنْ
تَحْبَطَ اَعْمَالُكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تَشْعُرُونَ
Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin, birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider.
Hucurat Suresi 2. Ayet
مَنْ لاَ يَرْحَمُ لاَ يُرْحَمُ
MERHAMET ETMEYENE MERHAMET EDİLMEZ
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir gün), Hasan İbnu Ali Radıyallahu Anh’yi öpmüş idi. Bu sırada yanında bulunan Akra’ İbnu Habis, (sanki bunu tuhaf karşıladı ve) “Benim on tane çocuğum var. Fakat onlardan hiçbirini öpmedim” dedi, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona bakıp: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez” buyurdu. [Rezin ilave etti: “(Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şunu da söyledi:) “Allah siz(in kalbiniz)den merhameti çıkardı ise ben ne yapabilirim?”]
Buhari, Edeb 18, Müslim, Fedail 65, (2318), Tirmizi, Birr 12, (1912), Ebu Davud, Edeb 156, (5218)
Esmaül Hüsna Arapça Türkçe Anlamı